Sunday, February 27, 2011

Badırma için El Ele- Together for Bandırma




Bandırma için El Ele

Bu sefer bize Haytap Bandırma temsilcisi Nuray Boyalar ulaştı. Hollanda’lı dernek Actiezwerfhonden masrafları karşılamayı kabul etti ve SHKD ekibi 24-25 Subat 2011’de Bandırma’ya gitti. Iki gün çinde toplam 93 köpek ve 5 kediyi kısırlaştırdılar. Kısırlaştırmaya bir gün daha devam etmeyi düşünüyorlardı ama berbat hava koşulları ve barınağın yetersiz kapasitesi nedeniyle, planlanandan daha erken döndüler.

Sırada Erdek, Edincik, Bitlis ve daha bircok il var.

Actiezwerfhonden derneği gönüllüleri verdikleri destekle, merhamet duygusunun sınır tanimadığını kanıtlıyorlar. Haytap’ın Türkiye’nin Türkiye’deki yaygın örgütlenme ağı her ile ulaşabilmemizi sağlıyor. SHKD veterinerleri Murat Bekhan, Nejdet Uğur ve tekniker Ömer Atış bir amaç için sevgiyle seferber edilen insan enerjisinin sınırının olmadığını kanıtlıyorlar.

Ulusal ve uluslararası sivil toplumun gücü ile Türkiye’nin birçok yerinde insanı çözümün tohumlarını atmaya çalışıyoruz. Dileriz bir gün devlet de, kanunun ona yüklediği bu görevi yapan sivil toplum örgütlerine el vermeye karar verir. Umudumuzu kaybetmiyoruz.

Together for Bandırma

This time Haytap Bandırma representative Nuray Boyalar reached us. Dutch organisation Actiezwefhonden was so generous to accept to finance the project and the SHKD team of veterinaries, went to Bandırma on 24-25 Feb, 2011. In two days they neutered 93 dogs and 5 cats. They were planning to work one more day but due to terrible weather conditions and the limited capacity of the shelter they returned back earlier than planned.

Erdek, Edincik , Bitlis and many other cities are on the waiting list.

By financially supporting these projects, Actiezwerfhonden volunteers are proving that compassion doesn’t have borders. Haytap with its wide organisation network all through Turkey makes it possible for us to reach every city in need. SHKD vets, Murat Bekhan, Nejdet Uğur and technician Omer Atiş show that there is no limit to human energy when it is affectionately dedicated to a cause.

We are trying to plant seeds of the human solution to the overpopulation of stray animals with a united international and domestic civil initiative. We hope that one day the government will decide to give a hand to NGO’s who are trying, with their limited resources, to do what the law defines as the government’s duty.



Saturday, February 26, 2011

Konya’da Bir Köy Var Uzakta-A Far Away Village near Konya




Konya’da Bir Köy Var Uzakta

Konya’nin Tepekent Kasabası, Tepeköy Ilköğretim Okulundan öğretmen Nevzat Semih Karaoğlu yılbaşında bize Haytap vasıtası ile bize ulaştı. Mektubu söyleydi: “Ben Konya Selçuklu’ya bağlı, merkeze 50 km uzaklıkta bulunan Tepekent Kasabasında öğretmen olarak görev yapmaktayım.Çevre ve Hayvanları Koruma Klübü olarak okulumuzda duyarlılık kazandırmak amacıyla küçük de olsa bazı çalışmalar yapıyoruz.Sizlerden ricam bu alanda elinizde bulunan afiş yada dökümanlardan bizlere yollamanız. 1100 eğitim kitabini ve eğitim sunumu CD’sini kendisine ulaştırdık. Birbuçuk ay sonra yukarıdaki fotoğrafları aldık. Bütün okula sunum yapılmış, 1100 kitap, Haytap’ın gönderdiği takvim ve broşurler dağıtılmıştı.

Konya Selçuklu’ya bağlı bir köy okuluna ulaştığımız için mutluyuz. Nevzat Karaoğlu gibi bilinçli öğretmenler oldukça, hayvan koruma dernekleri birlikte çalışmayı başardıkça, hiçbir şey bu ülkede değişimin önünde duramayacak. Umutluyuz.

A far away village near Konya

We received a mail from a young teacher from Tepekoy village near Konya in the beginning of this year. He reached us through Haytap and was asking for documents and posters to be used by the School’s Environment and Animal Protection Club to raise awareness about animals. We sent him 1100 education booklets and the education CD. After one and a half months we received the pictures above from him. The seminar about stray dogs was given to all the students at the school and the 1100 books we had sent, as well as the documents and pamphlets from Haytap had been distributed to all the students.

We are happy to have reached a village school near Konya. We believe that as long as there are teachers like Nevzat Karaoğlu and provided that animal protection societies unite and work together, nothing can prevent change in this country. We are hopeful.

Tuesday, February 22, 2011

Hayvan Hakları Dolmabahce'de -Animal Rights at Dolmabahçe

Hayvan Hakları Federasyonu Haytap başkanı Ahmet Senpolat, bir grup sanatçı ile birlikte Başbakan Tayyip Erdoğan’a hayvan hakları ile ilgili taleplerini ilettiler. Birbuçuk saat süren toplantıda özellikle 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Yasasına aykırı davranışların kabahatler kanunu kapsamından çıkarılarak ceza yasası kapsamına sokulması istendi. Bilindiği gibi, halen, hayvanlara yönelik kötü muamele, işkence, öldürme dahil her türlü eylem mahkemelerin yargılama alanına girmezken, Il çevre müdürlüklerinin vereceği idari para cezasına tabidir. Yani, bir hayvanı öldürmek ya da işkence etmek ile kapalı yerde sigara içmekle yasal olarak aynı kategoride kabul edilmektedir.

Hayvan hakları başbakanlık nezdinde ilk defa konuşuluyor. Türkiye de ilk defa bir başbakan bir buçuk saatini bu konuya ayırıyor. Ve ilk defa kanunda istenen değişikliğin yapılması için söz veriliyor. Bütün bunlar bize, Türkiye’de birşeylerin değiştiğine dair umut verdi.

Animal Rights at Dolmabahçe

Haytap director Ahmet Senpolat and a group of celebrities have visited Prime Minister Erdoğan at Dolmabahçe Palaca and gave him a brief on their petition about change in the animal protection law. In the meeting which lasted for 1.5 hours, the main issue was the request for the animal protection law to be put under the content of criminal code rather than code for minor faults as it is at present. Currently, cruelty against animals including killing and systematic torture is only subject to minor fines given by the City Environment Administration and not subject to court case. Killing or torturing an animal is regarded at the same category as smoking in a closed public place.

Animal rights are being discussed at the prime ministery for the first time in Turkey. The promise given by the prime minister himself as to make the necessary changes in the law has given us hopes. We now have more faith that Turkey can be a place where animals will breath easier.

Sunday, January 30, 2011

SHKD Ekibi Erzincan'da-SHKD Team in Erzincan



Vet Murat Bekhan, Vet Necdet Uğur ve Vet Teknikeri Ömer Atış’tan olusan SHKD ekibi, kısırlaştırma yapmak ve belediye veterinerlerine kısırlaştırma tekniği konusunda eğitim vermek için gittikleri Erzincan’dan çok umutlu izlenimlerle döndüler. Erzincan’ın genç belediye başkanı Yüksel Çakır’in konuya bilinçli yaklaşımı umut vericiydi. Sokak hayvanı sorununun kısırlaştırıp yerine bırakma ile çözüleceğine inandığını, Dogu Anadolu’da bu yontemi uygulayan ve başarıya ulaşan örnek şehir olmak istediklerini söyledi. Ekibi ameliyatları yaparken bizzat ziyaret etti, daha sonra makamına davet ederek ayrıntılı bilgi aldı. Erzincan Belediye Barınağı da baskanın konuyu ciddiye aldığının ve sorunu insani yöntemlerle çözmek istediğini yansıtır sekilde köpeklerin türlerinin ihtiyaç duyduğu koşullara uygun bir bicimde dizayn edilmisti. Baskanın konuya ciddiyetle yaklastığının diğer bir göstergesi de veterinerlerden birinin sadece sokak hayvanlarının kısırlaştırılması icin işe alınmış olmasıydı. Arkadaslarımız, son derece calışkan, hevesli ve hayvansever bir veteriner olan Eyüp Beye anahtar deliği teknigini uygulamalı bir sekilde gosterdiler. SHKD ekibi, Erzincan’da, hayvanseverlerin yakalayarak getirdigi 120 kopek ve 19 kediyi ameliyat etti. Veteriner Eyüp beyin bu misyonu ayni titizlikle devam ettireceğinden emin olarak ayrıldılar.

Erzincan örneği Turkiye’de birseylerin degistigine dair umut verici oldu. Belediye Başkanı Yüksel Çakir’a sokak hayvanı sorununa bu insani ve rasyonel yaklaşımıi icin tesekkur ediyoruz. Erzincan’in tum Doğu Anadolu için örnek il olmasini umuyoruz. Bu calışmanın gerçeklesmesi için destek veren Hollanda’lı Actiezwerfhonden Derneğine ve SHKD ekibinden sevgili arkadaslarimiz Murat Bekhan, Necdet Ugur ve Omer Atis’a tesekkür ediyoruz.

SHKD Team in Erzincan

The SHKD team of veterinaries, Murat Bekhan, Necdet Ugur and vet technician Omer Atis have returned with very positive impressions from Erzincan where they had gone to train municipality vets about the “key hole” technique and to neuter stray animals. It was especially amazing to observe the young mayor Yuksel Cakir’s very conscious approach to the issue. He said he believed that the problem of overpopulation of stray animals can be solved by neuter and return and that he wanted Erzincan to be the leading city in Eastern Anatolia to implement this technique and to solve the problem. He visited the SHKD team during operation and then invited them to his office afterwards to get through information about the subject. It was remarkable that the municipality shelter was also designed in a way that is convenient for the species needs of the dogs. Another indicator for the mayor’s serious approach was that one of the two vets was particularly employed only for neutering of stray animals. Our friends taught Vet Eyup Bey, who is a very industrious, enthusiastic and compassionate person, the details of the “key hole” technique. The SHKD team neutered 120 dogs and 19 cats during their visit. They have left ERzincan confident that Vet Eyup will continue with the mission with utmost care.

Erzincan example gave hope for change in Turkey. We thank mayor Yuksel Cakir for his humane and rational approach to the problem and hope that Erzincan be an example for all Eastern Anatolia and all Turkey. We thank Dutch animal protection organisation Acitezwerfhonden for their support and our dear friends Murat Bekhan, Nejdet Ugur and Omer Atis for their precious efforts.

Tuesday, January 25, 2011

Bilge Kagan Okulunda Seminer- Seminar at Bilge Kagan School


BILGE KAĞAN OKULUNDA SEMİNER

Bu hafta, Istek Vakfı Okulları sosyal sorumluluk projesi kapsamında Istek Vakfı Bilge Kağan Ilkogretim Okulundaydık. Arkadaşımız Murat Bekhan, toplam 600 öğrenciye, üç ayrı grup halinde seminer verdi. Seminerler 9:30’dan 13:30’a kadar sürdü. Her yaş grubuna ayrı bir içerikle sunum yapıldı, 6-8’inci sınıflara “Şehrin Hayaletleri” filmi gösterilerek, konu üzerinde tartışıldı.

Sırada Istek Vakfının diğer okulları ve başka ilköğretim okulları var. Eğitim seminerlerini tek başına yürüten Murat arkadaşımızı bitmez tükenmez enerjisi sayesinde her hafta bir okula gidiyoruz. Murat bu projeyi büyük bir inanç ve şevkle adeta tek başına üstlenmiş durumda. Daha çok okula ulaşabilmek istiyoruz ve bunun icin de sunum yapacak gönüllü arkadaşlara ihtiyacımız var.

Kitabın bundan önceki basımlarının sponsorluğunu üstlenen Wereldpootjes, Actiezwerfhonden derneklerine, projeyi başından beri destekleyen Jeanne Marchig’e ve son 10.000 kopyayı bizim için matbaalarında ücretsiz basan Gülay ve Metin Kuru’ya teşekkür ederiz.

SEMINAR AT BILGE KAĞAN SCHOOL

This week we were invited to give our seminar about stray dogs at Istek Foundation Bilge Kağan Primary School. Our friend Murat Bekhan from SHKD gave three consecutive seminars to three different groups of a total number of 600 students. The presentation was different for each age group. We watched the film “Ghosts of The City” with the group of 6-8 grades and made a discussion with them about the subject.

In the second semester, we are going to visit other schools of the Istek Foundation to give the same seminar as a part of their social responsibility project of this year. We go to a different school every week thanks to the limitless energy of our friend Murat who is carrying on this project from the very beginning with an amazing enthusiasm and faith. We want to be able to reach more schools for which we need more volunteers to give the seminar.

We thank the Dutch organisations Wereldpootjes, Actiezwerfhonden for sponsoring the printing of the booklet, Jeanne Marchig for supporting the project from the very beginning and to Gulay and Metin Kuru for printing the last 10.000 copies for free at their printing house.

Friday, January 14, 2011

Eğitim Semineri- Education Seminar




Atanur Oğuz Okulunda Sokak Köpekleri ile Ilgili Seminer

Bu hafta Istek Vakfı Atanur Oğuz Ilkogretim Okulundaydik. Oraya okulun daveti üzerine gittik. 1-2 sınıflar ve 3-6 sınıflara ayrı iki grup halinde seminer verdik. Sunumu yapan arkaşımız SHKD’den Vet. Murat yine muhteşem performansıyla öğretmenler dahil herkesin övgüsünü kazandı. Bütün çocuklar onu büyük bir ilgiyle izlediler. Çocukların yüreğinin zaten merhamet dolu olduğunu bir kez daha anlamanın huzuruyla oradan ayrıldık. Önümüzdeki haftalarda Istek Vakfının diğer okullarına da gideceğiz.

Seminere katılan tüm öğrencilere dağıttığımız "Sokak Köpekleri Eğtim Kitabı" yine çok beğenildi.

Bu kitabın daha önceki basımlarına sponsorluk yapan Wereldpootjes derneği adına Petra Poorter'a, Actiezwerfhonden derneği adına Linda Taal'a, Marchig Trust adına Jeanne Marchig'e ve 10.000 kitaplık son basıma sponsorluk yapan Sayın Gülay ve Metin Kuru'ya teşekkür ederiz.

Education Seminar about Stray Dogs at Atanur Oğuz Schools

This week we were at Atanur Oğuz Primary School, one of the schools of Istek Foundation to give our education seminar. WE went there upon their invitation. The students attended in two different groups divided according to their age because Murat changes the content according to the understanding capacity of the students. As usual Murat Bekhan from SHKD was praise by everybody for his outstanding performance. All the students participated in great interest. We left the school with the relief of once more seeing that compassion is already in the heart of children. In coming weeks we will visit the other schools of Istek Foundation.

As always, students liked the "Stray Dog Education Booklet" we distributed to all attendents.

We are grateful to Petra Poorter from Wereldpootjes, Linda Taal from Actiezwerfhonden, Jeanne Marchig from Marchig Trust who have sponsored the printing of the booklet before, and Gülay and Metin Kuru family which has sponsored the last 10.000 prints.



Monday, December 13, 2010

PETA’DAN KÜRK KARŞITI EYLEM


PETA USA 13 Aralık 2010’da saat 12:00’de Istanbul Taksim’de kürk karşıtı bir gösteri yaptı.

Ellerinde “Sadece Hayvanlar Kürk Giyer” yazılı pankartlarla gösteri yapan biri Amerikalı diğeri Kanadalı iki PETA aktivisti, amaçlarının kürk endüstrisinin acımasızlığını gözler önüne sererek, insanların alışveriş listesinden kürkü çıkarmalarını sağlamak olduğunu söylediler.

Kürkü için öldürülen hayvanlar, elektrik verilerek, zehirlenerek, gaz verilerek ya da boyunları kırılarak, çeşitli zalim yöntemlerle öldürülmektedirler. Derileri için öldürülen inekler, fabrika çiftliklerinde acı verici kesim yöntemleri ve fiziksel şiddete maruz kalmakta ve bu hayvanlara taşıma ve öldürme sırasında acımasız şekillerde davranılmaktadır. Egzotik hayvanlara uygulanan yöntemler bundan daha iyi değildir. Örneğin, sırf derilerini daha kolay yüzebilmek için yılanların ağzına hortum sokup içini suyla doldurma ve hayvan canlıyken derisini çıkarma gibi acımasız yöntemler uygulanmaktadır.

PETA aktivisti Ashley Byrne şöyle dedi, "Hayvanların derilerini kurtarmaya yardımı olacaksa seve seve soğuk havada çıplak kalırım. Kürke alternatif olabilecek o kadar çok şık ve havalı giysiler var ki, kalbinizi ve vücudunuzu sıcak tutmak hiç de zor değil.”

PETA’nin bu eylemine Haytap ve Evsiz Hayvanları Koruma Derneği de destek vermiştir.

Monday, November 8, 2010


KURBAN GELENEĞİ

Kurban geleneği insanlık tarihi kadar eskidir. Toprağa yerleşip tarımla uğraşmaya başlayan insanoğlu, tanrının, yani toprak ananın, her mevsim kendisini feda ederek toprağa gömdüğüne ve sonra çeşitli ürünler vererek yeniden canlandığına inanır ve bundan dolayı tanrıya şükran duyardı. Kurban geleneği bu şükran duygusunun bir tezahürü olarak ortaya çıktı ve önceleri hükümdarların kurban edilmesi şeklinde uygulandı. Yedi yılda bir, adeta tanrıyı taklit ederek, kendilerini tanrı için feda eden hükümdarların vücütları parçalandıktan sonra ayrı yerlere gömülüyordu.

Tarım toplumlarında iklim koşullarına bağlı olarak bolluk dönemleri olduğu gibi kıtlık dönemleri de oluyordu. Insanlar zorlu kıtlık yıllarını tanrıların öfkesine bağladılar. Tanrılarla ilişkide olan bilge kişiler, bu öfkeyi dindirmek için toplumdan birilerinin daha feda edilmesi gerektiğine karar verdiler ve toplumun bakire genç kızları kurban etmesi geleneği böylece başladı. Ilk başlarda tanrıların öfkesini dindirmeyi amaçlayan kurban daha sonra bir ön tedbir haline dönüştü ve tanrılara şükran duygusunun bir ifadesi olarak rutin bir uygulama haline geldi ve zamanla bakire kızların kurban edilmesinden de vazgeçilerek düşman komşulardan alınan esirlerin kurban edilmesi uygulamasına dönüldü.

Tek tanrılı dinlere kadar süren insan kurban edilmesi uygulaması, inanışa göre, Tanrı’nın İbrahim adlı kulunun kendi oğlunu kurban etmeye niyetlenmesi üzerine gökyüzünden bir koç indirmesi ile birlikte sona erdi ve yerini hayvan kurban edilmesi geleneğine bıraktı.

Tarım toplumunun başlangıcının MO 9000’ler olduğunu düşünürsek, kurban geleneğinin geçmişi 11000 yıldan fazladır. Bu kadar kadim bir geleneğin değişmesinin ne kadar zor olduğu ortadadır. Ama en azından hayvanlara zulmetmeden yerine getirilmesi istenebilir. Nihayet, Allah rızası için yapılan bir ibadetin, Allah’ın bu dilsiz kullarına işkence etmeden yerine getirilmesi gerekir. Allah’ın tüm kainatı insan için yaratmış olduğuna inanan müslümanların, bunun hayvanların da kendilerine emanet olduğu anlamına geldiğini, dolayısıyla insanın omzuna çok büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkına varmalarını dileriz.

THE TRADITION OF SACRIFICE

The tradition of sacrifice is as old as the history of human kind. When mankind started to cultivate land, they believed that God, mother earth, sacrificed herself to give humankind food to eat and for this she tore herself to pieces every year to be buried under ground for rebirth again in spring. That is how the rebirth of god has been celebrated throughout history in spring in every tradition. Mankind decided to practice sacrifice to mimic god and to show his gratitude to him. The first practice was the sacrifice of kings. The body of king was torn into pieces and scattered on the earth similar to what God was believed to do every year for the welfare of mankind.

As the agricultural production depended on climate conditions, years of draught was followed by years of good harvest. Men thought that draught was a result of gods’ anger and decided to sacrifice members of the community to calm down the gods. First young virgins of the community were sacrificed. This practice later became a routine so as to express gratitude of the community to gods for their generosity. Later the sacrifice of young virgins was given up and slaves taken captive from the enemy for that purpose were sacrificed instead.

Sacrifice of human beings continued until, according to the belief, God brought down from heaven a lamp to prevent Abraham from sacrificing his son for him. From then on animals began to be sacrificed for God.

The tradition of sacrifice has a very ancient history, most probably of 11000 years, if we take the beginning of agriculture as the start of the practice. This shows how difficult it is to change this old tradition. But still it can be practiced without torturing animals. A religious practice which is done supposedly for the will of God should not result in cruelty towards God’s creatures. We hope that Muslums who believe that God created the universe and all creatures for man, the caliph of God, should realize how great a responsibility this is and that it is man’s duty not to harm God’s creatures entrusted to him by God to take care of.

Wednesday, September 1, 2010



BİTLİS’DE KISIRLAŞTIRMA SEFERBERLİĞİ İÇİN ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ

Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği (SHKD), Hollanda’dan ActieZwerfhonden Derneği ve Haytap üyesi Bir Damla Yaşam Derneğinin işbirliği ile Bitlis’de 131 ‘i dişi, 73’ü erkek olmak üzere toplam 204 köpek kısırlaştırıldı.

Haytap üyesi Bir Damla Yaşam Derneğinin organize ettiği bu kısırlaştırma projesi için SHKD derneği bünyesinde çalışan veteriner hekimler, Nejdet Uğur ve Murat Bekhan, Veteriner Teknikeri Ömer Atış ve iki köpek yakalama elemanı geçen hafta Bitlis’teydiler. Kısırlaştırma seferberliğinin tüm giderlerini Hollanda’dan ActieZwerfhonden Derneği karşıladı.

Bu uygulama bir kez daha hayvanların yaşam koşullarını iyileştirmek için, sadece Türkiye’deki değil, bütün dünyadaki hayvan korumacıların birlikte hareket edebildiklerini gösterdi.

ActieZwerfhonden başkanı Linda Taal’a, SHKD başkanı Robert Smith’e, Bir Damla Yaşam Derneği Başkanı Dr Ufuk Bayraktar ve Dr Damla Şahin’e ve bu projeyi gerçekleştiren herkese teşekkür ederiz. Daha bir yıl önce bir hayal gibi gelen bu projenin ortak irade ile gerçekleşebileceğini gösterdiniz ve hepimize, hayvanlara yönelik şiddetin bir gün, bütün hayvan korumacılar birleşmeyi başardığında biteceğine dair umut verdiniz.

INTERNATIONAL COOPERATION FOR NEUTERING CAMPAIGN IN BITLIS

Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği (SHKD), AciteZwerfhonden from Netherlands and Bir Damla Yaşam Derneği a member of Haytap cooperated for a neutering campaign in Bitlis where a total of 204 dogs were neutered, of which 131 are female and 73 male.

Last week, two veterinaries, Nejdet Uğur and Murat Bekhan and one veterinary technician Ömer Atış and two dog catchers working for SHKD were in Bitlis for the project organized by Bir Damla Yaşam organization one of the member of Haytap Federation. All the financial costs of the project were paid by the ActieZwerfhonden organization from Netherlands.

This project shows that animal protection organization of not only Turkey but the world can and are willing to come together to improve the living condition of animals.

We thank Linda Tall the director of ActieZwerfhonden, Robert Smith the director of SHKD, Dr Ufuk Bayraktar and Dr Damla Şahin from Bir Damla Yaşam member of Haytap and all those who made this project come true. You showed that what was only a dream one year ago can be realized with the cooperated will of us all and gave us hopes that one day the cruelty towards animals will end when all animal protectors of the world will unite.



Sunday, June 13, 2010

Bitlis'deydik- We were at Bitlis




SHKD-EHD EĞİTİM SEMİNERİ BİTLİS'DE

Geçen hafta, Bir Damla Hayat Dernegi’nin davetlisi olarak Bitlis’deydik. SHKD’den Murat Bekhan, iki gün boyunca, farklı yaş gruplarından 2000 öğrenciye, eğitim semineri verdi. Seminer sonunda her çocuğa SHKD-EHD eğitim kitapcığı verildi. Murat’a göre Bitlis’deki öğrencilerle kurduğu iletişim hayatının en muhteşem deneyimlerinden biriydi.

Murat Bekhan’ın söyleriyle sunumun bir özeti şöyle:” Ben sunumlarda sorunun tesbitini öğrenciler ile birlikte yapıyor, daha sonra onların çözüm önerisi getirmelerini istiyorum. Bitlis’de öğrencilerin sadece %1’i öldürmenin bir çözüm olabileceğini söyledi. Ancak bu fikirde olanlar diğerlerinden ciddi tepki aldılar. Beni en çok etkileyen, Aysun adlı bir kız çocuğunun, ‘köpekleri savunuyorsun ama kuduz tehlikesini unutuyorsun’ itirazına verdigi cevaptı. Aysun, ‘Bir köpeğin bu çağda kuduz olması da bizim hatamızdır. Önlem alınabildiği halde önlem alınmamıs olması cehaletin göstergesidir. Soruna öldürme dışında uygar bir çözüm bulmalıyız,’ dedi. Yıllardır Istanbul’da birçok okulda ayni semineri verdim, boyle bilinçli bir argumanı ilk defa duyuyordum. Aysun’un şahsında, Bitlis’li çocuklara hayranlık ve saygı duydum.

Bİtlis’deki çocukları tanıdıktan sonra sokak hayvanı sorununun yakın gelecekte insanı yöntemlerle çözüleceğine olan inancımız arttı. Bir Damla Yaşam Derneğinin, Bitlis gibi, nüfusunun %80’i Şafi mezhebine mensup olan, yani köpeğe dokunmanın tabu sayıldığı bir ilde , sokak hayvanı nüfusunun insani yöntemlerle kontrol edilmesi konusunda yarattığı büyük değişim ve farkındalık umut vericiydi.

Bu eğitim projesini başlatan, SHKD başkanı Robert Smith'e, projelerin sponsorları Jeanne Marchig, Petra Poorter, Linda Taal'a ve bu yaygın örgütlenmeyi gerçekleştirerek bizim Bitlis'e ulaşmamızı sağlayan Haytap yönetimine teşekkür ederiz.


EDUCATION SEMINAR IN BITLIS

Last week, we were invited by “A Drop of Life Organization” which is a member of Haytap- to Bitlis- a city on the far East of Turkey- to give education seminar. Murat Bekhan from SHKD made a presentation to a total of 2000 students in two days. At the end of each session each student was given a SHKD-EHD education booklet. For Murat, this experience in Bitlis was one of the most inspiring ones of his life.

In Murat’s own words, the summary of the sessions is, “In my seminars, I don’t dictate anything to the students but by asking questions help them bring forward their own proposals for the solution of the problem. Only 1 % of the students in Bitlis suggested that killing is a solution. The rest opposed this view very strongly. One student insisted, saying ‘You forget the risk of rabies when you defend dogs.’I will never forget Aysun’s sound argument to answer this. She stood up and said, ‘It is humans fault if a dog has rabies. It means that necessary measures was not taken to prevent this. We should find a more civilized solution to the problem than killing animals.’ I had given the same seminar in many schools in Istanbul and surrounding cities, I had never heard of such a sound and conscious argument declared by a student. I respected and admired all the children of Bitlis that Aysun represented. “

After getting to know the children of Bitlis, we have gained confidence that the stray dog problem will be solved in a humane way in a foreseeable future. It is especially impressive and promising to observe the awareness about neuter and release that “One Drop of Life Organization “ has raised in Bitlis where 80 % of the population is a member of the Safi sect of Islam according to which touching a dog is a taboo.


We express our gratitude to the director of SHKD Robert Smith who has initiated this project, and to Jeanne Marchig, Petra Poorter and Linda Tall who have sponsored it and Haytap directors who have successfully organising all over Turkey and made it possible for us to reach Bitlis.

Friday, May 21, 2010

BEYKOZ'DA YENİ DÖNEM-NEW ERA IN BEYKOZ


Beykoz Belediyesinde işbaşına gelen yeni yönetimle birlikte, Beykoz bölgesinde hayvan refahı açısından kaydadeğer adımlar atıldı. Eski yönetimin hayvan koruma dernekleriyle işbirliğine karşı tavrı ve barınaktaki 2000 köpeği ormanlara atarak telef etmesinin ardından, belediye başkanlığına seçilen Yücel Çelikbilek, kendi ifadesiyle, “Allah’ın bize emaneti olan bu canlılara karşı her insanın sorumlu olduğunu” idrakinde inançlı ve ahlaklı bir kişi olarak birçok olumlu adımın atılmasını sağladı. Bugün, Beykoz’da, daha önce ormanlara atılmış olan hayvanlar, belediye ve gönüllülerin ortaklaşa çalışmalarıyla doyuruluyor; ormanlık alana belediye- PETA Almanya işbirliği ile kulubeler konuluyor, belediye Haytap işbirliği ile sahiplendirme ve bilinçlendirme kampanyaları yapılıyor, Beykoz’daki tüm ilköğretim okullarını kapsayacak bir eğitim programı başlatılıyor.
13 Mayıs günü, eğitim kampanyasının ilk durağı olarak Beykoz’daki Şehit Er Ersin Güner İlköğretim Okulundaydık. SHKD’den Murat Bekhan toplam 600 öğrenciye, dört ayrı grup halinde art arda eğitim sunumu yaptı. Yine birlikte eğlendik, birlikte öğrendik. Çocuklardan bazıları, Beykoz gönüllülerine katılmak istediklerini söylediler. Bütün çocuklar, dağıttığımız kitapları sevinçle aldılar. Yine, tüm eğitim seminerlerinden sonra olduğu gibi, oradan da umutlu ayrıldık. Türkiye’nin gelecek nesillerinin sokak hayvanı olgusuna yaklaşımının daha vicdanlı ve insani olacağına umudumuz arttı.
Bu seminerlerde dağıttığımız kitapların basımını finanse ederek bize destek veren, Robert Smith, Petra Poorter, Jeanne Marchig ve Linda Taal’a tesekkür ederiz.

NEW ERA IN BEYKOZ


There has been a considerable change in animal welfare after the new management came to power at Beykoz Municipality. As a result of the former management’s negative attitude towards cooperation with animal protection organizations, 2000 dogs in the shelter had been dumped in the forest to die of hunger and thirst. After Yucel Çelikbilek was elected as the new mayor things have changed radically in Beykoz. Mr. Celikbilek being a true believer seeing animals as “ weaker beings entrusted by God to the responsibility of humans ” started many positive projects for the welfare of animals. Now animals dumped in forests by the former management are being fed and taken care of as a result of cooperative efforts of the municipality and animal protector volunteers. There has been dog huts put in the forest by PETA-Germany and the municipality itself. Rehoming and PR campaigns are organized in cooperation with Haytap. An education campaign to reach all primary schools in the region is planned by the municipality.
On 13 May, we were at Şehit Er Ersin Güner Ilköğretim Okulu as the first stop of our education campaign in Beykoz. Murat Bekhan from SHKD gave our education seminer to a total of 600 students in four consecutive groups. The students had fun and learned a lot together. Some of the students expressed their wish to join the volunteers in Beykoz. They all received the education booklets with joy. As after all our seminars, we are more hopeful now that the future generations’ approach towards the stray animal issue will be more humane and conscientious.
We thank Robert Smith, Petra Poorter, Jeanne Marchig and Linda Taal who support us for continuing these education seminars by sponsoring the printing of the booklets.

Monday, May 10, 2010

PETA'nın VEYSEL EROĞLU'NA TEŞEKKÜRÜ

Basın Bülteni: Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanı “Hayvanlar için Kahramanlık Yapanlar” Sertifikası ile Ödüllendirildi.

PETA Almanya, Çevre ve Orman Bakanına, Ayı “Meyan”ı kurtardığı için teşekkür etti.

Ankara/Gerlingen, 7 Mayıs, 2010 – Ayı Meyan, dokuz yılı aşan bir süre tek başına bir kafeste tutsaklıktan sonra artık yaşamını bir ayı parkında sürdürecek. Meyan bu güne kadar Ankara’da bir köpek barınağında yapayalnız yaşamak zorunda bırakıldı. Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanı Prof Dr Veysel Eroğlu, Haytap ile yakın işbirliği içinde bu duyarlı kararı aldı. Hayvan hakları kuruluşu PETA Almanya şimdi Prof. Dr. Eroğlu’nun duyarlılığını “Hayvanlar için Kahramanlık Yapanlar” sertifikasıyla ödüllendirmektedir.

PETA Almanya temsilcisi Nadja Kutscher şunları söyledi: “Meyan nihayet daha iyi bir hayat sürme şansına kavuşmaktadır. Prof. Eroğlu ve tüm bakanlık mensuplarını bu duyarlı kararlarından dolayı kutluyoruz.” PETA, bu ödülle, herkesi, hayvanlara kötü muameleye karşı tavır almaya teşvik etmeyi amaçlamaktadır.

İletişim: Nadja Kutscher, Tel. +49 7156 / 17828-25, NadjaK@peta.de
Sertifikanın basıma uygun kopyası için lütfen bize başvurun.

PETA Almanya, 2 milyon üyesi ve dünyanın her ülkesindeki destekçileriyle, dünyanın en büyük hayvan hakları örgütü olan PETA ABD’nin yan kuruluşudur. PETA Almanya, her hayvanın daha iyi bir yaşam sürmesine yardımcı olmak için, hayvanlara yönelik şiddeti deşifre etmeyi, kamu oyunu bilinçlendirmeyi, insanları yaşam tarzlarını değiştirme konusunda ikna etmeyi amaçlamaktadır.

Basın organınızda yer vermeniz rica ederiz.
Lütfen, daha fazla bilgi için beni aramaktan çekinmeyin.

Saygılarımla,

Melitta Töller
Media Coordinator
PETA Deutschland e.V.

Benzstr. 1, D-70839 Gerlingen
+49 (0)7156 178 28-27
+49 (0)7156 178 28-10 (Fax)
MelittaT@peta.de
www.PETA.de

PETA Almanya, Hamburg Yerel Mahkemesi dernekler listesine kayıtlı bir sivil toplum örgütüdür.

Thursday, April 29, 2010



FUTBOLUN YILDIZLARI EVSİZ HAYVANLAR İÇİN SESLENİYOR!

Michael Fink ve Fabian Ernst ile yeni PETA kampanyası başlıyor.

Beşiktaş takımının futbolcuları (Almanya futbol takımları Frankfurt ve Schalke’nin eski oyuncuları) Michael Fink ve Fabian Ernst, hayvan hakları kuruluşu PETA* Almanya’nın yeni afişi için poz verdi ve Türkiye’deki evsiz hayvanlar için tavır aldılar. Iki yıldız futbolcu, “Kısırlaştırma Hayat Kurtarır” sloganı ile ve iki kurtarılmış “sokak köpeği” ile poz verdiler. Türkiye’de, her yıl, binlerce evsiz hayvan, yetkililer veya diğer kişilerin uyguladığı şiddete maruz kalıyorlar. Binlercesi, bir aile tarafından sahiplenilme olasılığı neredeyse sıfır olan Türkiye’deki barınaklarda acılar içinde ve sefil bir hayat yaşamak zorunda bırakılıyor. Bu konuda PETA’nın çözüm önerisi: Doğum kontrolu.

İşte Ernst ve Fink’in bu konudaki mesajları: “Bu kadar çok sayıda köpek sokaklarda ve barınaklarda yaşamak zorunda kalırken, hala hayvanlar üretilip satılmaktadır. Taraftarlarımıza, hayvan almak istediklerinde barınaklardan ya da sokaktan hayvan sahiplenmelerini ve sayılarındaki kontrolsüz artış nedeniyle hayvanların maruz kaldığı istırabı önlemek için onları mutlaka kısırlaştırmalarını öneriyoruz. ”

PETA, Türkiye’deki yetkilileri, hayvan nüfusunu insani yöntemlerle azaltmak için kısırlaştırma yapılmasının gereği konusunda ikna etmeye çalışmaktadır. “Kısırlaştır ve Serbest Bırak” en etkili yöntemdir. Buna göre, evsiz hayvanlar insani metodlarla yakalanıp kısırlaştırıldıktan ve bakımları tamamlandıktan sonra alıştıkları ve bakıldıkları alana geri bırakılırlar.

PETA’ya göre, hayvan üretiminin derhal yasaklanması gerekli. PETA, evine bir kedi ya da köpek almak isteyen bütün merhametli insanlara, alacakları hayvanı bir üreticiden, pet shop’dan ya da hayvan pazarlarından almak yerine bir barınakdan ya da sokaktan sahiplenmeyi önermektedir. Hayvanların çektiği acılara bir son vermek için lütfen hayvanınızı kısırlaştırmayı ihmal etmeyin.

İletişim: bilgeokay@gmail.com , ozlem@metingursoy.com

Daha fazla bilgi için: www.peta.de

* PETA kimdir? PETA Almanya, 2 milyon üyesi ve dünyanın her ülkesindeki destekçileriyle, dünyanın en büyük hayvan hakları örgütü olan PETA ABD’nin yan kuruluşudur. PETA Almanya, her hayvanın daha iyi bir yaşam sürmesine yardımcı olmak için, hayvanlara yönelik şiddeti deşifre etmeyi, kamu oyunu bilinçlendirmeyi, insanları yaşam tarzlarını değiştirme konusunda ikna etmeyi amaçlamaktadır.

Melitta Töller Media Coordinator PETA Deutschland e.V.
Benzstr. 1, D-70839 Gerlingen

+49 (0)7156 178 28-27 +49 (0)7156 178 28-10 (Fax)

MelittaT@peta.de
www.PETA.de

New: Please subscribe to PETA's news releases via RSS!

Listed in the register of associations at Hamburg Municipal Court, VR 13927


Monday, March 29, 2010

Margaret Moth- We have lost a dear friend and a big animal lover- Değerli bir dost ve büyük bir hayvanseveri kaybettik



Margaret Moth CNN savaş muhabiriydi. Irak ve Bosna savaşlarında ateş hattında kameraman olarak görev yapmıştı. Sarayevo’da görev başında sniper ateşi sonucunda yaralanmış, yüzü tümüyle parçalanmıştı. İyileşir iyileşmez, yine ateş hattına döndü. Korkusuz bir kadındı.

Beş yıl önce bir gün o zamanlar gönüllü olarak çalıştığımız Sarıyer Barınağını ziyarete geldi. Sokak hayvanlarının çektiği acılar için ağlarken gördük onu. Savaşı yaşamış bir kadının hayvanlar için gözyaşı dökmesine çok şaşırmıştık. “Birçok acıya şahit oldum ama hayvanlar o kadar çaresiz ve masum ki, onların çektiklerine dayanamıyorum”, dedi. Yeniköy’de yaşamayı seçmişti. Sokağındaki yirmi küsur kediye bakıyordu. Zaman zaman derneğimize bağış yaparak bize destek oldu.

Onu tanımış olmak bizim için onurdu. Büyük bir hayvan sever ve iyi bir dostu kaybettiğimiz için tarifsiz üzüntü içindeyiz.

Ruhu şad olsun.

Margaret Moth A Great Animal Lover

Margaret Moth was a war correspondent for CNN. She worked as a camerawoman at the fire front at Iraqian and Bosnian wars. She was wounded in Sarajevo severely, her face and chin destroyed completely by a sniper fire. After a series of reconstructive surgical operations, she was back at the fire front. She was a fearless woman.

About five years ago, she visited the Sariyer animal shelter where we were working voluntarily. We saw her crying for the agony of stray animal. We were surprised to see a woman who came from the very core of human misery to shed tears for suffering animals. She said, “ I have witnessed human suffering but I can not tolerate the agony of animals because they are so innocent and helpless.” She had chosen to live in Yenikoy where she looked after about twenty cats in her street. She supported our organization from time to time.

We feel very honored to have known her and very sad to have lost a great animal lover and a true friend.

May she rest in peace.

Monday, February 22, 2010

TARKAN PETA için- TARKAN for PETA



Tarkan PETA Almanya ile elele verdi...

Tarkan evsiz hayvanlar için sesini yükseltti.

Tarkan, Dünya ve Türkiye’de sokaklarda veya barınaklarda yaşayan evsiz hayvanlar için harekete geçerek, PETA Almanya’nın özel reklamı için poz verdi. Tarkan’ın yüreğinden gelerek verdiği mesaj şöyle:

Düşman değil, dost olun. Sahiplenme ve kısırlaştırma hayat kurtarır!

Tarkan, sevenlerinden, sokaklardaki veya barınaklardaki sayısız hayvana daha iyi bir hayat sağlamalarını istedi. Birçok insan evsiz hayvanları sokaklarda görmek istemediği için, her yıl binlerce köpek, insanların veya yerel yönetimlerin acımasız muamelelerine maruz kalıyor. Diğerleri, sahiplenme şanslarının çok düşük ya da hiç olmadığı barınaklarda acıklı bir hayat yaşamak zorunda bırakılıyor.

Tarkan, “Çözüm hayvanları kısırlaştırmak ve sokaklardan veya barınaklardan sahiplenmektir,” diyor.PETA afişinde, Tarkan’la kamera karşısına geçen Dalmaçyalı da bir barınaktan alındı. İlk bakışta onun doğrudan bir hayvan üretim çiftliğinden alındığı sanılabilir fakat gerçekte o da birçok diğer “safkan” şahane hayvan gibi alındıktan sonra terkedildi, hayvan aktivistleri tarafından bulunup bir barınağa götürüldü, bir PETA çalışanı tarafından sahipleninceye kadar, orada acıklı bir hayat yaşadı. Penny ve Tarkan, fotoğraf çekimleri sırasında çok iyi dost oldular.

Türkiye’de köpeklere, birçok başka ülkede de olduğu gibi, ticari meta gibi muamele ediliyor. Tarkan, “Bu kadar cok hayvan Türkiye’de sokaklarda ve barınaklarda acı çekerken, hala hayvanlar üretilip satılıyor,” dedikten sonra açıklamasını şöyle sürdürdü, “Üstelik bu üretilmiş köpeklerin birkaç hafta ya da ay sonra sokağa bırakıldıkları ve böylece ikinci nesil evsiz köpek oldukları da bir gerçektir.” Diğer yandan, bu problemin çözümü çok basittir: Sokaktaki ve barınaktaki köpekler kısırlaştırılmalı ve insanlar da üretilmiş hayvan almak yerine bu köpekleri sahiplenmelidirler.

Lütfen yardım edin!

Lütfen, PETA ve Tarkan ile birlikte, Dünyanın ve Türkiye’nin evsiz hayvanları için harekete geçin. Eğer bir köpeğe yeni bir yuva vermeye hazırsanız, lütfen sokaktan ya da barınaktan bir köpek sahiplenin. Lütfen, üreticiden, pet shop’dan veya hayvan pazarlarından hayvan satın almayın. Daha fazla hayvanın istırap çekmesini önlemek için, lütfen, hayvanınızı kısırlaştırın. Türkiye’nin hayvanların korunmasına yasal dayanak olacak bir hayvanları koruma kanunu vardır. Hayvanlara kötü muamele edildiğine şahit olursanız, lütfen başınızı çevirmeyin.

Bu konudaki video ve Tarkan’la reportaji izlemek icin lutfen www.peta.de/tarkan web sayfasını ziyaret edin.

SINGER TARKAN STANDS UP FOR HOMELESS ANIMALS IN TURKEY AND AROUND THE WORLD

Contact:

Magdalena Scherk, Team Leader, Companion Animals and International Campaigns, MagdalenaS@peta.de

Avo Yermagyan, Publicist for Tarkan, +31 (0) 903/9055; avo@gaudypr.com

Gerlingen – Turkish pop star Tarkan appears in a brand-new ad for the animal rights organisation People for the Ethical Treatment of Animals (PETA) to lend his voice to homeless animals in Turkey and around the world.

The ad's message, "Be a Friend, Not a Foe – Adoption and Sterilisation Help Save Lives!" is close to the charismatic singer's heart. Every year, thousands of dogs and cats suffer from cruelty inflicted on them by individuals or local authorities who don't want homeless animals roaming the streets. Countless animals live miserable lives in animal shelters in Turkey and abroad, with little to no hope of ever being adopted. "The solution is to spay and neuter the animals and adopt from shelters or the streets", says Tarkan. In the ad, Tarkan is pictured with his new friend "Penny", a Dalmatian, who like so many other dogs, had been abandoned before animal activists took her to a US animal shelter. Penny was eventually adopted by a PETA employee.

Tarkan explains, "While so many dogs and cats are suffering on the streets or in shelters, breeders still 'produce' new pets to be sold. I want to encourage my fans to adopt their next pet and to spay and neuter to help stop animal overpopulation and suffering. All my dogs were adopted from the streets, and I wouldn't have it any other way. We need to stand up and save these helpless animals who can't help themselves, both in Turkey and around the world. It's time we befriend and show compassion for 'man's best friend'".

PETA has been in contact with Turkish authorities to urge them to ensure that homeless animals and animals in shelters are spayed and neutered in order to help prevent overpopulation. PETA also stresses that the sale of purebred dogs contributes to the problem and is asking all compassionate people who are ready and willing to give a dog or cat a new home to adopt a homeless animal instead of buying from a breeder, a pet shop or animal markets. Please make sure your animal companions are spayed to help prevent further suffering.

For a high-resolution ad and further information, visit PETA.de/tarkan, and to view an interview with Tarkan and behind-the-scenes video footage, go to PETA.de/tarkan.

PETA Germany is an affiliate of PETA US, which is the world's largest animal rights organisation, with more than 2 million members and supporters worldwide. By exposing cruelty to animals, educating the public and changing the way people live, PETA Germany aims to improve the lives of animals everywhere.