Wednesday, January 30, 2008

SUÇ DOSYASI

Hürriyet Gazetesi
22 Aralık 2000,Cuma

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/12/22/274592.asp

İstanbul'u Dinliyorum

Dr.Nilgün GEDİKOĞLU'nun sütunu:

YÖNETENLERİN DİKKATİNE
Köpekler canlı canlı gömülüyor
SARIYER
Uygar olmanın en gereklerinden biri haklara saygıdır. Eğer 21. Yüzyıl'da ‘‘Osmanlı'ya bakın örnek alın’’ diyebildiğimiz konular varsa, o konularda ileri değil, geri gittiğimiz apaçık ortada.
Galiba bir şeyi yanlış anlıyoruz. Vahşet ve zalimliğin, skandal, suç, manşet ya da insanın yüreğini parçalaması için ille de uygulayan kişiye ‘‘zevk vermesi’’ gerekmiyor. Vahşi, zalim, psikopat olmak gerekmiyor yani. Bunu niye mi söylüyorum: Sarıyerli bir okurumuzundan aldığımız bir e-mail yüzünden. Ekiplerin köpek toplayıp, kimisi ölü, kimisi canlı kimisi yarı bayşgın bir şekilde bir alana götürüp üzerlerine toprak döküldüğünü anlatıyordu. Semt sakinlerini tanık olduğu ve okurumuz bizzat gözlemleyerek doğruladığı olay gerçek bir vahşet öyküsü. Ama hiç kuşku yok ki, bunu yapan ekipteki kişilere bakıldığında psikopat filan olmadıkları görülecektir. Herhalde yaptıklarından da zevk almıyorlardı. Ama bu yapılan bir vahşet ve suç, kim ne derse desin. Ve burada vahşilik, belki bir emirle devreye giren bir vahşilik. İşte bu bireysel zulümden daha beter bir durum: Sistemin ilkelliği devreye sokmasıdır. Ünlü bir deney vardır. Deneklere önlerinde bir düğmeye baktıklarında bir kişinin çok acı çekeceği söylenmiş ve düğmeye basma insiyatifi onlara verildiğinde kimse basmak istememiş. Ama deney, ‘‘düğmeye bas! emri veren biri ile tekrarlandığında herkes düğmeye sonuna kadar basmış. Bilmem anlatabildim mi?
Nereden bakılsa suç
Sarıyer'de geçen bu olayda eğer sokak hayvanları sorununa bir çözüm olarak böyle gaddarca bir yöntemi seçmiş emir veren biri varsa ona hayvan haklarınadn söz etmek belki de lüks olur. Çünkü henüz uygarlıktan çok uzak. Uygarlaşmamış bir zihnin cehaletle bulmuş olduğu çözümün, nasıl ilkellik ve vahşet barındırabileceğinin tipik bir örneği ve 21. yüzyılda bir suç...
Yok eğer okurumuzun bize aktardığı ekipteki üç kişinin kendi kendilerine buldukları bir çözüm ya da zevk için yaptıkları bir şeyse yine de suç kapsamı dışında kalmıyor.
İşte Sarıyerli okurumuzun e-maili'i:
‘‘Size dehşet verici bir olayı aktarmak istiyorum. Sarıyer Belediyesi'ne bağlı ekiplerin, 34 JL 317 plaka no.'lu bir BMC ile haftada üç gece, 20.30'dan sonra yola çıkarak köpek topladıklarını, gece 03.00 sıralarında geri döndüklerini, topladıkları bu köpekleri ertesi sabah saat 09.00-10.00 cıvarında bazılarını ölü, bazılarını yarı baygın ve bazılarını CANLI olarak İstinye sırtlarında 2. Taşocağı Sokak'ta taşocağına attıklarını, sonra da hafriyat kamyonlarının gelip alana toprak döktüklerini tebsit ettik. Çevre sakinlerinden öğrendiğimiz bu bilgiyi ekipleri takip ederek doğruladık.’’


Aradan sekiz yıl geçti. Artık Hayvan Hakları Yasası var. Hicbir şey degişmedi. Bu zavallı hayvanlara yapılan zulüm bitmedi.


CRIMINAL RECORDS

The above article appeared in Hurriyet Newspaper on December 22, 2000. It talks about stray dogs being dumped alive by Sariyer Municipality in a stone quarry in the region. It gives the number plate of the municipality car that collects dogs three times a week, after 20:30, returning back at 3:00 A.M. to the stone quarry with the van full of dogs; dumps them there, some dead, some unconscious, some alive. The trucks that come early in the morning dump dirt and earth on the animals. People living around the area have witnessed this massacre.

Eight years have passed. We have an animal protection law now. Nothing has changed. The suffering of the poor animals have not ended yet.

Tuesday, January 29, 2008

SARIYER BELEDİYESİ ÇALIŞIYOR




Sariyer Belediyesi'nin kısırlaştırdıktan sonra ormana attığı köpeklerden ikisi. Kulaklarında Sarıyer Belediyesi'nin taktığı mavi küpeler var. Diğer birçoğu gibi, evlerine dönmeye çalışırken yolda telef oldular.

Belediye Başkanı Yusuf Tülün, Daire Başkanı Mesude Öztürk, sokak hayvanları rehabilitasyonundan sorumlu Meral Başaran'ın son icraatı bu. Hayvan Hakları Yasası, sokak hayvanlarının kısırlaştırıldıktan sonra yerine bırakılmasını emrediyor. Onlar, ormana atmakta israr ediyorlar. Hayvanların yerine bırakılması için yardımcı olmak isteyen gönüllülerle işbirliği yapmayı reddediyorlar. Oyu insanlardan aldıklaklarını, insanlar istemedikçe hayvanları yerine bırakmayacaklarını açıkça söylüyorlar.

Lutfen, bu kanunsuz uygulamanın durdurulması için yardımcı olun. Süregelen katliamı duyurun.

SARIYER MUNICIPALITY ON DUTY
These are two of the dogs dumped in forest by Sariyer Municipality. They have blue tags on their ears, showing that they are neutered by Sariyer Municipality. They died on their way home, as they were trying to go back to their territory.

Mayor Yusuf Tulun, Manager Mesude Ozturk and Meral Basaran who is in charge of the rehabilitation of strays are responsible for this cruelty. The Animal Protection Law demands that animals are returned back to their territory after being neutered. They insist to dump animals in forests because people who vote for them don't want them around. They refuse to cooperate with volunteers who want to help to bring dogs back to their territory.

Please help stop this illegal practice. Please help stop this massacre.

Sunday, January 27, 2008

SARIYER BELEDİYE BAŞKANI YUSUF TÜLÜN'LE GORUSME








Geçen hafta, Sarıyer Belediye Başkanı Yusuf Tülün’ü ziyaret ettik. Sarıyer bölgesinde köpeklerin ormana atılması, köpeklerin yerlerine bırakılması için hayvan koruma gönüllüleriyle işbirliği yapılmaması, Kısırkaya’daki barınağa gönüllülerin alınmaması gibi konuları sorduk.

Yusuf Tülün bu konudaki sorularımıza cevap vermek yerine ezberini tekrarlamakta israr etti. Söylediklerini özetliyoruz:

Hayvanları Koruma Yasası baştan sona berbattır. Ben vatandaşın isteklerini yerine getiririm. Oyu insanlardan alıyorum. Vatandaş sokakta köpek istemiyor. Neden onları yerine bırakayim. Hayvanları toplatırım, Kısırkaya’ya gönderirim, oradan da doğal ortamına- ormana- attırırım. Keşke itlaf kararı verilse, ben uygularım. O kadar işimiz var, köpeklerle uğraşıyoruz. Gönüllülerle işbirliği yapmam. Gönüllüler Kısırkaya Rehabilitasyon Merkezine giremezler. Bu iş merkezden çözülür. IBB ve valilik çözüm bulsun. Köpekleri toplayıp yerleşim alanlarının dışına atsınlar. Hayvanseverler istiyorsa gidip orada beslesinler köpekleri.

Ve tabii Sarıyer Belediyesi’de hayvan rehabilitasyon işinin bağlı oldugu Mesude Ozturk ve Meral Başaran da aynı fikirde: Insanlarin istemediği hayvanlar ormana atılır. Gerisi bizi ilgilendirmez. Tercümesi: Biz kanun filan dinlemeyiz.
5199 Sayılı Hayvan Hakları Yasasına göre; belediyeler sokak hayvanlarını kısırlaştırıp aşıladıktan sonra alındıkları yere bırakmakla yükümlüdürler. Hayvanların şehir dışına, ormanlara atılması suçtur.

Sarıyer Belediyesine karşı, köpekleri kısır, aşılı ve sahipli olanlar dahil toplayıp ormanlara attarak kanunu ihlal ettiği için açtığımız iki dava devam ediyor. Kanuna aykırı uygulamayı durdurmak için hukuk mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Hayvanların ormanlarda telef olmalarına izin vermeyeceğiz.

Lütfen bu insafsiz ve kanunsuz uygulamanın durdurulması için Yusuf Tülün’e yazın: ozelkalem@sariyer.bel.tr fax: 212 242 99 38

MEETING WITH SARIYER MAYOR YUSUF TULUN

Last week we visited Yusuf Tulun, mayor of Sariyer Municipality. We asked him questions about dogs being dumped in forests, no cooperation being done with animal protection volunteers, no volunteers allowed to enter the rehabilitation center in Kisirkaya.

Yusuf Tulun’s words are clear confessions about the illegal practice carried on by Sariyer Municipality. Here is a summery of what he said:

The animal protection law is disgusting. I have to do what the citizens say. I get votes from human beings not dogs. People don’t want dogs in streets. Why should I put them back to their territory. I have them collected, taken to Kisirkaya and after that they are dumped in their natural habitat- which is forests-. I would prefer poisoning to be legal again. We have so much duty other than dogs. I will not cooperate with volunteers. They can not enter the rehabilitation center in Kisirkaya. This problem can only be solved by The Metropolitan Municipality and the local government of Istanbul. All the dogs must be collected by them and dumped in areas far away from the city. Animal lovers can go and feed them there if they want to.

Mesude Özturk and Meral Başaran, who are responsible of animal rehabilitation of Sariyer Municipality, naturally share the same idea. They say that dogs will be collected and dumped out of the city when there is any complaint coming from people. Translation of this: We don’t care about what the law says.
Animal Protection Law 5199 says: Municipalities are obliged to neuter and return stray animal to where they are taken from. Dumping them out of cities and in forests is illegal.



EHDKD’s two court cases against Sariyer Municipality for their illegal practice of dumping dogs in forests are continuing. We will not give up our legal struggle until this illegal and inhuman cruel practice is stopped. We will not let animals be tortured like this.

Please write your protest letters to Yusuf Tulun for ozelkalem@sariyer.bel.tr and fax: 212 242 99 38


























Wednesday, January 23, 2008

YİNE LALE SOĞANLARI YİNE HAYVANLARA EZİYET








Her yıl aynı uygulama: Lale soğanları ekilecek diye, kulağı küpeli, kısır köpekler, Istanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner Işleri Müdürlüğü ekipleri tarafından, Taksim, Emirgan Parkı, Maçka Parkı ve Yıldız Parkından toplatılarak Hasdal’daki rehabilitasyon merkezine kapatılıyor. Islak fayanslarda, ufacık kafeslerde eziyet çekiyorlar.

5199 Sayılı Yasaya göre, belediye barınakları hayvanların kısırlaştırılması için getirildiği ve geçici bir süre kaldıkları rehabilitasyon merkezleridir. Bu hayvanların kısırlaştırılıp aşılandıktan sonra alındıkları yere bırakılması yasa gereğidir.

Belediyeleri yasaya uymaya ve parklardan toplanan köpekleri alındıkları yerlere hemen geri bırakmaya davet ediyoruz.

Lütfen, bu uygulamanın durdurulması için;

IBB Sağlık Daire Başkanı Mehmet Yıldırım'a myildirim@ibb.gov.tr ve IBB Başkanı Kadir Topbaş'a, baskan@ibb.gov.tr ulaşınız.

ANIMALS TORTURED BECAUSE OF PLANTING TULIPS IN PARKS

The same practice every year: When it is time to plant tulips in the parks of Istanbul, the castrated and vaccinated dogs that live in these areas such as Taksim, Emirgan Park, Macka Park and Yildiz Park are collected by The Istanbul Metropolitan Municipality and brought to Hasdal rehabilitation center to suffer there on wet floor and small cages.

According to Law 5199, municipality shelters are places where dogs are brought to be neutered and to stay for a limited period of time while they are given post operative medical care. The law obliges municipalities to return dogs to their territory after they are neutered.

We demand the law to be implemented and the dogs collected from the parks of Istanbul to be returned to their territory immediately.

To stop this;

Please write to:

IBB Health Departmant Head Mehmet Yildirim at myildirim@ibb.gov.tr
IBB Major Kadir Topbas at baskan@ibb.gov.tr

Thursday, January 17, 2008

TEGV ILE ORTAK EGITIM CALISMALARI







Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı ile ortak eğitim çalışmalarına başladık. Hedefimiz, eğitim programımızı TEGV'nin Istanbul'daki sekiz eğitim noktasında verdikten sonra, Anadolu'ya uzanmak, Türkiye'nin her bölgesindeki çocukları hayvan sevgisi ve sokak hayvanları ile ilgili bilinçlendirmek.
İlk durağımız Fındıkzade ve Beykoz Eğitim Parklarıydı.
Yirmi yıl sonrası için yatırım yaptığımızı biliyoruz. Yirmi yıl sonra Türkiye'de hayvanlara bugün olduğu gibi kötü davranılamayacağına inanıyoruz.
WE HAVE STARTED EDUCATION PROGRAMMES WITH TEGV

We have started to give education programs in cooperation with The Turkish Educational Volunteers Foundation, TEGV which has 11 educational parks and 54 learning centers all over Turkey. Our aim is to reach all centers in Anatolia after completing our mission in the eight educational units in Istanbul.

Last week we were at Findikzade educational park and Beykoz learning center.

We are planting seeds for the future and believe that after twenty years, Turkey will be a country where animals will not be tortured.