Saturday, August 29, 2009

Fatih Camiindeki Kediler-Cats at Fatih Mosque



FATİH CAMİİNDEKİ KEDİLER

Ve onlar kutsal Ramazan ayının altıncı gecesi, oruclarını bozdular, teravih namazlarını kıldılar ve sinsice Fatih Camii’nin avlusuna gittiler. Orada yasayan kedileri çuvalların içine topladılar, kim bilir hangi çöp bidonuna ya da dağ başına attılar. Kedilerin çoğu bebekti, daha yeni gözeri açılmıştı. Hiç merhamet etmediler.

Oysa onlar, “Yeryüzündekilere merhamet ederseniz, göktekiler de size merhamet eder” diyen bir peygamberin ümmetiydiler.

Oysa, müslümanlar her işe “Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla” başlarlar. Rahman kelimesinin kökü r-h-m, günlük dilde, esirgeyen, acıyan, şefkat duyan, merhamet eden anlamına gelir. Rahim ise ana karnı demektir ve anne şefkatine ve yaratıcılığa işaret eder. Allah bütün yarattıklarını sonsuz şefkat ve merhametle kucaklar. Varlıklar Allah’ın rahman sıfatıyla yaratılmışlardır. Yaradılışın özünde Allah’ın rahmeti vardır.

Kuran-ı Kerim’de şöyle der:

" Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hibir kuş yoktur ki sizin gibi birer ümmet olmasınlar. " En’am Suresi, Ayet 38


" Göklerde ve yerde bulunanların hepsi, mülkün sahibi, mukaddes, aziz-i hakim olan Allah’ı tesbih etmektedir." Cum’a Suresi, Ayet 1.


Sonra onlar hiçbir sey olmamış gibi evlerine döndüler. Sahur yemeklerini yediler. Sabah namazlarını kıldılar. Kediler atıldıkları çöp bidonlarında can çekişirken, uykuya daldılar.

CATS AT FATIH MOSQUE

They opened their fast, did their “Taraweeh” prayer on the sixth night of Holy Ramadan and sneaked to the garden of Fatih Mosque to collect the cats living there. They put the cats in big sacks and dumped in a garbage barrel or into the wild. Most of them were kittens less than a month old. They had no compassion.

However, they were the followers of the prophet who said “If you have compassion for those on earth, those above will have compassion for you.”

However, Muslims start every act with the “Name of Allah, who is el-Rahman el Rahim.” The epistemological root of the word Rahman, r-h-m, in ordinary language is related to delicasy, pity, benevolance, intimate tenderness. Rahim means mother’s womb and is associated with creation. God embraces all his creation with limitless compassion and tenderness. All those that are created are created with the Rahman name of Allah. There is Rahman in the essence of creation.

In The Holy Kuran it says:

"All the beasts that roam the earth and all the birds that wing their flight are but communities like your own." 6/38

"All that is in the heavens and the earth gives glory to God, the Soverign Lord, the Holy One, the Almighty, the Wise One. " 62/1


And they went home as if nothing had happened. They started the fast for the next day. They did their morning prayer. They slept as the cats in garbage barrels strove in death agony.



Monday, August 10, 2009




Hayvan Hakları Hareketinde Sivil Toplum Örgütleri (NGO) ve GONGO’lar


Sivil Toplum


Sivil toplum örgütleri, bireylerin, devlete karşı özgürlük alanlarını geliştirmek için bir araya gelerek kurdukları organizasyonlardır.

Otokratik toplumlarda devletin egemenlik hakkı kutsallaştırıldığı ya da askeri güce dayandığı için toplum özgür değildir. Bu tür toplumlarda birey yerine teba vardır; devletin hükümranlık alanı kutsal ve sınırsızdır. Dolayısıyla bu tür toplumlarda sivil toplumdan ya da sivil toplum örgütlerinden söz edilemez.


Modern demokratik toplumlarda ise devlet topluma hizmet etmek için vardır. Kamu yöneticisine, Ingilizce’de, “public servant” yani toplumun hizmetkarı denmesi de bundandır. Devletin yetki alanının tanımını demokratik toplum yapar ve kuvvetler ayrılığı ile denetler. Modern hukuk devletinin en ayırıcı özelliği, hizmet ihtiyacının toplum tarafından belirlenmesi, devlet normlarının- yasaların- bu ihtiyaca göre üretilmesi ve normlara devletin de toplumun da uyma yükümlülüğüdür.


Modern toplumlarda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin amacı sivil alanın sınırlarını devlete karşı korumak ve genişletmek için mücadele etmektir. Başka bir deyişle, devletin otokratik devlete dönüşme riskine karşı sivil toplum aktif ve tetikte olmalıdır. Modern toplumlarda bireysel alan seçimden seçime oy vermekle sınırlı olmayıp, bizzat yönetime katılmak için örgütlenmeyi de içerecek şekilde geniştir.

Hayvan Koruma Örgütleri

Hayvan koruma örgütlerinin diğer sivil toplum örgütlerinden farkı, bu örgütleri oluşturan bireylerin kendi hakları için değil, farklı bir canlı türü olan hayvanların hakları için biraraya gelmiş olmasıdır. Hayvanlar yaratılış itibariyle haklarını savunmak için gerekli yeteneklerden yoksundurlar. Bu işi onlar adına örgütlenen insanlar yapar. Nihayet hayvanlar da bu toplumun parçasıdırlar, bütün canlılar gibi türlerinin gerektirdiği koşullarda yaşama hakkına sahiptirler. Onların tıpkı bebekler, yaşlılar ve düşkün insanlar gibi, zayıf canlılar olmaları haklarının olmadığı ve korunmayacağı anlamına gelmez. Haklarının korunması için acı çekebiliyor olmaları yeterlidir.

GONGO’lar

Türkiye’de hayvan korumacı örgütlerinin bazılarının kendilerini konumlandırışı ve söylemleri sivil toplum örgütü kavramının bilincinde olmadıklarını göstermektedir. 2004 yılından beri hayvan haklarını düzenleyen Hayvanları Koruma Yasası yürürlüktedir. Buna rağmen, birçok belediye, hala, bu yasanın hükümlerini hiçe sayarak hayvanlara yönelik şiddet uygulamaktadır. Bazı, hayvan korumacı sivil toplum örgütlerinin bu konudaki tavırları, otokratik toplum zihniyetini yansıtır özellikler taşımaktadır. Devlet kurumlarına adeta kutsiyet izafe eden bu anlayışa sahip olanlar, ölüm kampını andıran barınaklar konusunda bile sessiz kalmayı tercih etmekte, itlaf haberlerini görmezlikten gelmekte, hatta bu konuda mücadele edenleri, devleti kötülemekle, vatan hainliğiyle itham edecek kadar ileri gidebilmektedirler. Bunlara sivil toplum örgütü (NGO) yerine devlet tarafından yönlendirilen örgütler (GONGO) denir.

Devlet toplumu oluşturan bireylere hizmet etmek için vardır ve kanunlara uymak zorundadır. Sivil toplum örgütlerinin görevi, devlete karşı teba anlayışıyla itaat etmek değil, kanunlara uyulması için baskı yapmak, bu yönde bilinç oluşturmak, ve devlete karşı sivil hak ve özgürlükler alanının- ki hayvan hakları da bu alana girer- genişletilmesi için mücadele etmektir. Sivil toplum örgütlerinin ve çoğulcu toplumun varlık nedeni budur.




NGO’s and GONGO’s in Animal Protection Movement in Turkey


Civil Society


NGO’s are established to expand the area of freedom of individuals in a society.

In autocratic societies, we can not talk of a free society or free individuals. There are rulers and the ruled and the government is omnipotent. The basis for this unlimited power is either religious references or military force.


In modern societies the government is for serving the people. That is why the e expression “public servant” is used in English. Democratic society defines the limits of the soverignty of the state and controls it through division of power. The main characteristic of a modern legislative state is that the service the society demands from the state is decided on by free vote, the norms-laws- are made accordingly and the society as well as the state are obliged to abide by these norms.


In modern societies, the purpose of NGO’s is to protect and widen the limits of civil society against the state. In other words, civil society should be active and alert about the risk of the state evolving to be an autocratic one. In modern societies, individual responsibility is not limited with voting but is wide as to include the right to organize to participate in governance.


Animal Protection Organizations


The distinction of animal protection organizations from other NGO’s is that the individuals there don’t organize for their own rights but for the rights of animals. Animals by nature lack the traits necessary to stand for their rights. Humans who organize for them do this on their behalf. Animals are also a part of the society and as the human members of it, they have the right to live in harmony with their nature. Just like babies and old people, their weakness doesn’t mean their rights will not be protected. The fact that they can suffer is sufficient for them to have rights.

GONGO’s


Some of the animal protection organizations in Turkey position themselves as if they know nothing about what an NGO is. Animal Protection Law has been passed in 2004. But still, many municipalities ignore it and continue cruel practices toward animals. The reaction of some animal protection societies to this reflect the ideology of an autocratic society. They prefer to keep silent about the shelters that are death camps, they ignore the fact that some municipalities are still killing dogs and further they accuse the organizations which struggle to end this torture for being traitors to the state and homeland. These are called GONGO’s meaning organizations directed by the government.

State is for serving the people and has to abide by the laws. NGO’s are not founded to pay obedience to the state but in the contrary to force the government to apply the law and further to widen the scope of civil rights which also comprise animal rights. This is the rational behind the existence of NGO’s and of civil society.




















Thursday, August 6, 2009

Altındağ Belediyesi Ölüm Kampı Yıkılıyor- Altindag Municipality Death Camp Is Being Demolished





Altındağ Belediyesinin “barınak” adı altında işlettiği ölüm kampının yıkımına başlandı. Zindandan 18 köpek kurtarıldı. Tüm vücudu kenelerle kaplı olan bir anne ve altı yavrusu ne yazık ki yaşatılamadı. Diğer 12 köpekten biri kırık tedavisi için, bir diğeri bacağındaki çoklu kırık ve ezilmeden dolayi, diğerleri de kene ve parazit tedavisi için veteriner kliniklerine götürüldü.

Bu utanç verici zindanı haber vererek mücadeleyi başlatan, köpekleri kurtararak veteriner kliniklerinde tedavi altına aldıran Ahmet Yıldız’a, ölüm kampının yıkılması için girişimlerde bulunan Haytap’a ve destek veren tüm duyarlı insanlara teşekkür ediyoruz.




The Altindag Municipality Death Camp has started to be demolished. 18 dogs were rescued from the dungeon. Unfortunately, one mother and her six puppies whose bodies were nearly covered with ticks couldn’t survive. Rest of the dogs were taken to a veterinary clinic for treatment, two for broken and crashed bones, the others for internal and external parasites.

We thank Ahmet Yıldız, who uncovered this humiliating dungeon and rescued the 18 dogs there, Haytap who struggled to make the place demolished and everybody who gave a hand to change the destiny of the poor souls.




Tuesday, August 4, 2009

Altındağ Belediyesinde Vahşet- Brutality at Altindag Municipality


Fotograf, www.haytap.org sitesinden alınmıştır.


http://maddog-altindagkopekleri.blogspot.com/


Lütfen yukarıdaki videoyu izleyin. Türkiye’nin başkentinde, Ankara’da, hayvanların bir ölüm kampında nasıl yavaş ve acılı bir ölüme terkedildiklerini, rehabilitasyon adı altında yapılan katliamı görün.

Görmek sorumluluktur. Bu görüntüleri izledikten sonra artık bunlar yokmuş gibi yapamayız. Artık rahat uyuyamayız. Lütfen, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’ye, Çevre Bakanlığı Doğa Koruma Genel Müdürü M. Kemal Yalınkılıç’a ve Bakanlık Müsteşarı Mustafa Eldemir’e düşüncelerinizi iletin. Bu utanç verici işkence merkezinin derhal yıkılmasını talep edin. Vatandaş olarak onlara görevlerini ve sorumluluklarını hatırlatın.

Veysel Tiryaki : vtiryaki@altindag.bel.tr
M. Kemal Yalınkılıç: mustafa61@yahoo.com
Mustafa Eldemir: eldemir.m@hotmail.com


Please, watch the video in the link above. See the death camp in Ankara, the capital of Turkey where animals are subject to a slow and painful death, witness the massacre done in the name of rehabilitation.

Seeing is being responsible. Once we see it, we can not pretend that it isn’t real. We can not sleep peacefully any more. Please write to Veysel Tiryaki, the mayor of Altindag Municipality, M. Kemal Yalınkılıç, General Director of Nature Protection Department of The Ministery of Environment which is supposed to control the animal reahibiltation departments of municipalities and Mustafa Eldemir, the undersecretary to the Minister of Environment. Remind them of their responsibility. Tell them you are watching.

Veysel Tiryaki : vtiryaki@altindag.bel.tr
M. Kemal Yalınkılıç: mustafa61@yahoo.com
Mustafa Eldemir: eldemir.m@hotmail.com