KURBAN GELENEĞİ İLE YÜZLEŞME
Kurban tarım toplumunun başlangıcından beri uygulanan, yani 11000 yıldan fazla geçmişi olan bir gelenektir. Hayvanseverlerin sesinin, kurbana karşı dururken biraz da zayıf çıkmasının nedeni de bu kadar kadim bir geleneği değiştirmenin ne kadar zor olduğunu bilmelerindendir. Diğer yandan, bu tavrı genel olarak et (hayvan) yemeğe karşı bir tavırla birleştirmedikleri sürece tutarsız olmaları da kaçınılmazdır. Kurban bayramlarında katliam yapıldığından bahseden ve bunu kınayanların tutarlı olmak için öncelikle vejeteryanlığı savunmaları gerekir. Zira önemli olan kurbanın nerede ne zaman kesildiği değil, kesilenin hayvan oluşudur. Aksi takdirde, karşı çıkılan kesimin aleniyetidir ve "Gidin nerede keserseniz kesin, yeter ki ben görmeyeyim." ikiyüzlü tavrıyla örtüşür. Ne yazık ki, Türkiye’de vejeteryanlık, hayvanseverlerin söylemine henüz tam olarak girmiş değildir. Belki de mücadele edilmesi gereken onca acil ve can yakıcı sorun olduğu için buna henüz sıra gelmediğinden böyledir.
Kurbanların her ne kadar belediyelerin gösterdiği çadırlarda kesilmesi esas olsa da, yine de hala sokak aralarında, otoban kenarlarında kesilen hayvan görüntülerine rastlamak mümkündür, eskisi kadar çok olmasa da. Bu aleniyetin şöyle bir faydası olabilir. Belki de insanlar böylece, sofralarındaki bifteğin ya da köftenin aslında bir hayvan olduğunu hatırlarlar. O etin sofraya gelmesi için bir canlının hayatına son verildiğini tekrar düşünürler. Ve belki de vejeteryan olanlar olur aralarında.
Asıl dileğimiz herkesin vejeteryan olduğu ve hayvanların yenmediği bir dünyaysa da, bunun uzak bir hayal olduğunun bilinciyle, kurban bayramında geçen yılki dileğimizi tekrar ediyoruz: Allah rızası için yapılan bir ibadetin, Allah’ın bu dilsiz kullarına işkence etmeden yerine getirilmesi gerekir. Allah’ın tüm kainatı insan için yaratmış olduğuna inanan müslümanların, bunun hayvanların da kendilerine emanet olduğu anlamına geldiğini, dolayısıyla insanın omzuna çok büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkına varmalarını dileriz.
Iyi Bayramlar.
CONFRANTATION WITH THE TRADITION OF ANIMAL SACRIFICE
Animal sacrifice is an ancient tradition which goes back to the times when men began to cultivate land, that is about 11000 years ago. The reason why the voice of animal lovers is not loud as they criticize this practice is because of the awareness of how hard it is to change an ancient tradition. On the other hand, it is neither logical nor sincere if they don’t support this position against sacrifice with a general attitude against eating animals. That is to say, animal lovers who protest mass massacre of animals in Muslim Festival of Sacrifice (Eid), should be defenders of vegetarianism. Otherwise, the position against Eid will not be different from saying, "Go and kill animals wherever you will, without me seeing it." Unfortunately, vegetarianism has not yet been included in the discourse of animal lovers in Turkey maybe because there are so many other urgent and heart breaking issues to deal with.
According to the law issued a few years ago, animal sacrifices should be done at places that municipalities allocate for this purpose. Nevertheless, it is still common to see sights of animals being slaughtered in side streets, by highways etc. Maybe this publicity might have some positive effects though. Maybe people can thus remember that the meatballs and steak at their plate is actually an animal and that for this meal to come to the dinner table an animal had to be killed. Maybe this will make them consider going vegetarian.
Our main wish is for the world to go vegeterian. Knowing that this is yet a dream we repeat the wish we had last year: A religious practice which is done supposedly for the will of God should not result in cruelty towards God’s creatures. We hope that Muslums who believe that God created the universe and all creatures for man, the caliph of God, should realize how great a responsibility this is and that it is man’s duty not to harm God’s creatures entrusted to him by God to take care of.
Happy Eid.