Saturday, November 26, 2011


Fethiye’den Bireysel İnsiyatif Öyküsü

Erol Akyıldız bir pozitif köpek eğitmeni. Hayvanları tanıyan onları seven bir genç. Fethiye’de yaşıyor. Geçen yıl bizi aradı, okullarda eğitim çalışması yapmak istediğini söyledi. Bunun için Il Milli Eğitim Müdürülüğü ve Belediye ile görüsmesi, gerekli izinleri alması gerektiğini söyledik. Hazırladığı projeyi yetkili makamlara sunması bir yıldır mümkün olmadı. Halen bürokrasideki ilgisizlik duvarlarını aşmaya çalışıyor. Ama bütün bunlar onu vazgeçirmeye yetmedi. “Kadına Karşı Şiddete Hayır “ etkinliğinde, tek başına, "Haytap" broşurleri ile bir stand açtı. Hayvanların sesini duyurmaya çalıştı.


Tuesday, November 15, 2011

SHKD Tohum Otizm Vakfında






Yıllardır otistik çocuklar ve köpekleri biraraya getiren bir sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirmeyi düşünüyorduk. Sonunda hayalimiz gerçekleşti. Yedi yıldır birlikte sosyal sorumluluk projesi yaptığımız Sezin Okulları yöneticileri bizi Tohum Otizm Vakfi ile tanıştırdı. İlk ziyaretimizde, vakıf yöneticileri bize otizm ile ilgili bilgi verdi ve uyguladıkları eğitim programını anlattı, tüm okulu gezdirip çocuklarla tanıştırdı. Önce sokak hayvanları ile ilgili programımızı okul öğrencilerine adapte ederek sunmayı, sonra da öğrencilerin barınağı ziyaret etmesini kararlaştırdık. Sunum için 14 Ekim’de vakfa gittik.

Sunum fevkalake başarılı geçti. Murat köpek taklidi yaparak bir köpeğe nasıl yaklaşılacağını anlattı. Bütün öğrenciler tek tek, Murat’ın ismen hitap ederek çağırması üzerine gelip Murat’ın- canlandırdığı köpeğin – başını okşadılar, sonra hepsi birlikte Murat’ın boynuna sarıldı. İnanılmaz ve etkileyici bir deneyimdi.

Projenin ikinci aşamasını barınakta uygulayacağız. Sezin Okulları ve Tohum Vakfı birlikte SHKD barınağını ziyaret edecekler. Bu sefer çocukların gerçek köpeklerle iletişim kurmasını sağlayacağız.

Amacımız bu projenin köpek sevgisinin otizm üzerindeki olumlu etkilerini kanıtlayan bir sürekli deneyime dönüşerek devam etmesi.

SHKD was with students of Tohum Autism Foundation

It was our dream for years to start a social responsibility project that will bring autistic children and dogs together. Finally our dream came true. Directors of Sezin Schools with whom we are doing a project for seven years, introduced us to Tohum Autism Foundation. At our first visit, we were briefed about autism and introduced to all the students. We decided together to first give a modified version of our education seminar at school and then have the students visit our shelter. We were at the foundation on October 14.

The presentation was amazingly successful. Murat by mimicking a dog, explained students how they should approach a dog. All the students came, one by one, upon Murat’s call, to pat the dog that Murat imitated and at the end they all came and hugged him. It was a touching experience to see this.

The second stage of the project will be at the shelter. Tohum Foundation and Sezin Schools will visit the shelter together. This time we will try to make children create a contact with real dogs.

Our aim is to make this project a continuous one experiencing the positive affect of dogs on autistic children.



Saturday, November 5, 2011

KURBAN GELENEĞİ İLE YÜZLEŞME




KURBAN GELENEĞİ İLE YÜZLEŞME

Kurban tarım toplumunun başlangıcından beri uygulanan, yani 11000 yıldan fazla geçmişi olan bir gelenektir. Hayvanseverlerin sesinin, kurbana karşı dururken biraz da zayıf çıkmasının nedeni de bu kadar kadim bir geleneği değiştirmenin ne kadar zor olduğunu bilmelerindendir. Diğer yandan, bu tavrı genel olarak et (hayvan) yemeğe karşı bir tavırla birleştirmedikleri sürece tutarsız olmaları da kaçınılmazdır. Kurban bayramlarında katliam yapıldığından bahseden ve bunu kınayanların tutarlı olmak için öncelikle vejeteryanlığı savunmaları gerekir. Zira önemli olan kurbanın nerede ne zaman kesildiği değil, kesilenin hayvan oluşudur. Aksi takdirde, karşı çıkılan kesimin aleniyetidir ve "Gidin nerede keserseniz kesin, yeter ki ben görmeyeyim." ikiyüzlü tavrıyla örtüşür. Ne yazık ki, Türkiye’de vejeteryanlık, hayvanseverlerin söylemine henüz tam olarak girmiş değildir. Belki de mücadele edilmesi gereken onca acil ve can yakıcı sorun olduğu için buna henüz sıra gelmediğinden böyledir.

Kurbanların her ne kadar belediyelerin gösterdiği çadırlarda kesilmesi esas olsa da, yine de hala sokak aralarında, otoban kenarlarında kesilen hayvan görüntülerine rastlamak mümkündür, eskisi kadar çok olmasa da. Bu aleniyetin şöyle bir faydası olabilir. Belki de insanlar böylece, sofralarındaki bifteğin ya da köftenin aslında bir hayvan olduğunu hatırlarlar. O etin sofraya gelmesi için bir canlının hayatına son verildiğini tekrar düşünürler. Ve belki de vejeteryan olanlar olur aralarında.

Asıl dileğimiz herkesin vejeteryan olduğu ve hayvanların yenmediği bir dünyaysa da, bunun uzak bir hayal olduğunun bilinciyle, kurban bayramında geçen yılki dileğimizi tekrar ediyoruz: Allah rızası için yapılan bir ibadetin, Allah’ın bu dilsiz kullarına işkence etmeden yerine getirilmesi gerekir. Allah’ın tüm kainatı insan için yaratmış olduğuna inanan müslümanların, bunun hayvanların da kendilerine emanet olduğu anlamına geldiğini, dolayısıyla insanın omzuna çok büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkına varmalarını dileriz.

Iyi Bayramlar.


CONFRANTATION WITH THE TRADITION OF ANIMAL SACRIFICE

Animal sacrifice is an ancient tradition which goes back to the times when men began to cultivate land, that is about 11000 years ago. The reason why the voice of animal lovers is not loud as they criticize this practice is because of the awareness of how hard it is to change an ancient tradition. On the other hand, it is neither logical nor sincere if they don’t support this position against sacrifice with a general attitude against eating animals. That is to say, animal lovers who protest mass massacre of animals in Muslim Festival of Sacrifice (Eid), should be defenders of vegetarianism. Otherwise, the position against Eid will not be different from saying, "Go and kill animals wherever you will, without me seeing it." Unfortunately, vegetarianism has not yet been included in the discourse of animal lovers in Turkey maybe because there are so many other urgent and heart breaking issues to deal with.

According to the law issued a few years ago, animal sacrifices should be done at places that municipalities allocate for this purpose. Nevertheless, it is still common to see sights of animals being slaughtered in side streets, by highways etc. Maybe this publicity might have some positive effects though. Maybe people can thus remember that the meatballs and steak at their plate is actually an animal and that for this meal to come to the dinner table an animal had to be killed. Maybe this will make them consider going vegetarian.

Our main wish is for the world to go vegeterian. Knowing that this is yet a dream we repeat the wish we had last year: A religious practice which is done supposedly for the will of God should not result in cruelty towards God’s creatures. We hope that Muslums who believe that God created the universe and all creatures for man, the caliph of God, should realize how great a responsibility this is and that it is man’s duty not to harm God’s creatures entrusted to him by God to take care of.

Happy Eid.