Sunday, February 27, 2011

Badırma için El Ele- Together for Bandırma




Bandırma için El Ele

Bu sefer bize Haytap Bandırma temsilcisi Nuray Boyalar ulaştı. Hollanda’lı dernek Actiezwerfhonden masrafları karşılamayı kabul etti ve SHKD ekibi 24-25 Subat 2011’de Bandırma’ya gitti. Iki gün çinde toplam 93 köpek ve 5 kediyi kısırlaştırdılar. Kısırlaştırmaya bir gün daha devam etmeyi düşünüyorlardı ama berbat hava koşulları ve barınağın yetersiz kapasitesi nedeniyle, planlanandan daha erken döndüler.

Sırada Erdek, Edincik, Bitlis ve daha bircok il var.

Actiezwerfhonden derneği gönüllüleri verdikleri destekle, merhamet duygusunun sınır tanimadığını kanıtlıyorlar. Haytap’ın Türkiye’nin Türkiye’deki yaygın örgütlenme ağı her ile ulaşabilmemizi sağlıyor. SHKD veterinerleri Murat Bekhan, Nejdet Uğur ve tekniker Ömer Atış bir amaç için sevgiyle seferber edilen insan enerjisinin sınırının olmadığını kanıtlıyorlar.

Ulusal ve uluslararası sivil toplumun gücü ile Türkiye’nin birçok yerinde insanı çözümün tohumlarını atmaya çalışıyoruz. Dileriz bir gün devlet de, kanunun ona yüklediği bu görevi yapan sivil toplum örgütlerine el vermeye karar verir. Umudumuzu kaybetmiyoruz.

Together for Bandırma

This time Haytap Bandırma representative Nuray Boyalar reached us. Dutch organisation Actiezwefhonden was so generous to accept to finance the project and the SHKD team of veterinaries, went to Bandırma on 24-25 Feb, 2011. In two days they neutered 93 dogs and 5 cats. They were planning to work one more day but due to terrible weather conditions and the limited capacity of the shelter they returned back earlier than planned.

Erdek, Edincik , Bitlis and many other cities are on the waiting list.

By financially supporting these projects, Actiezwerfhonden volunteers are proving that compassion doesn’t have borders. Haytap with its wide organisation network all through Turkey makes it possible for us to reach every city in need. SHKD vets, Murat Bekhan, Nejdet Uğur and technician Omer Atiş show that there is no limit to human energy when it is affectionately dedicated to a cause.

We are trying to plant seeds of the human solution to the overpopulation of stray animals with a united international and domestic civil initiative. We hope that one day the government will decide to give a hand to NGO’s who are trying, with their limited resources, to do what the law defines as the government’s duty.



Saturday, February 26, 2011

Konya’da Bir Köy Var Uzakta-A Far Away Village near Konya




Konya’da Bir Köy Var Uzakta

Konya’nin Tepekent Kasabası, Tepeköy Ilköğretim Okulundan öğretmen Nevzat Semih Karaoğlu yılbaşında bize Haytap vasıtası ile bize ulaştı. Mektubu söyleydi: “Ben Konya Selçuklu’ya bağlı, merkeze 50 km uzaklıkta bulunan Tepekent Kasabasında öğretmen olarak görev yapmaktayım.Çevre ve Hayvanları Koruma Klübü olarak okulumuzda duyarlılık kazandırmak amacıyla küçük de olsa bazı çalışmalar yapıyoruz.Sizlerden ricam bu alanda elinizde bulunan afiş yada dökümanlardan bizlere yollamanız. 1100 eğitim kitabini ve eğitim sunumu CD’sini kendisine ulaştırdık. Birbuçuk ay sonra yukarıdaki fotoğrafları aldık. Bütün okula sunum yapılmış, 1100 kitap, Haytap’ın gönderdiği takvim ve broşurler dağıtılmıştı.

Konya Selçuklu’ya bağlı bir köy okuluna ulaştığımız için mutluyuz. Nevzat Karaoğlu gibi bilinçli öğretmenler oldukça, hayvan koruma dernekleri birlikte çalışmayı başardıkça, hiçbir şey bu ülkede değişimin önünde duramayacak. Umutluyuz.

A far away village near Konya

We received a mail from a young teacher from Tepekoy village near Konya in the beginning of this year. He reached us through Haytap and was asking for documents and posters to be used by the School’s Environment and Animal Protection Club to raise awareness about animals. We sent him 1100 education booklets and the education CD. After one and a half months we received the pictures above from him. The seminar about stray dogs was given to all the students at the school and the 1100 books we had sent, as well as the documents and pamphlets from Haytap had been distributed to all the students.

We are happy to have reached a village school near Konya. We believe that as long as there are teachers like Nevzat Karaoğlu and provided that animal protection societies unite and work together, nothing can prevent change in this country. We are hopeful.

Tuesday, February 22, 2011

Hayvan Hakları Dolmabahce'de -Animal Rights at Dolmabahçe

Hayvan Hakları Federasyonu Haytap başkanı Ahmet Senpolat, bir grup sanatçı ile birlikte Başbakan Tayyip Erdoğan’a hayvan hakları ile ilgili taleplerini ilettiler. Birbuçuk saat süren toplantıda özellikle 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Yasasına aykırı davranışların kabahatler kanunu kapsamından çıkarılarak ceza yasası kapsamına sokulması istendi. Bilindiği gibi, halen, hayvanlara yönelik kötü muamele, işkence, öldürme dahil her türlü eylem mahkemelerin yargılama alanına girmezken, Il çevre müdürlüklerinin vereceği idari para cezasına tabidir. Yani, bir hayvanı öldürmek ya da işkence etmek ile kapalı yerde sigara içmekle yasal olarak aynı kategoride kabul edilmektedir.

Hayvan hakları başbakanlık nezdinde ilk defa konuşuluyor. Türkiye de ilk defa bir başbakan bir buçuk saatini bu konuya ayırıyor. Ve ilk defa kanunda istenen değişikliğin yapılması için söz veriliyor. Bütün bunlar bize, Türkiye’de birşeylerin değiştiğine dair umut verdi.

Animal Rights at Dolmabahçe

Haytap director Ahmet Senpolat and a group of celebrities have visited Prime Minister Erdoğan at Dolmabahçe Palaca and gave him a brief on their petition about change in the animal protection law. In the meeting which lasted for 1.5 hours, the main issue was the request for the animal protection law to be put under the content of criminal code rather than code for minor faults as it is at present. Currently, cruelty against animals including killing and systematic torture is only subject to minor fines given by the City Environment Administration and not subject to court case. Killing or torturing an animal is regarded at the same category as smoking in a closed public place.

Animal rights are being discussed at the prime ministery for the first time in Turkey. The promise given by the prime minister himself as to make the necessary changes in the law has given us hopes. We now have more faith that Turkey can be a place where animals will breath easier.