Last Friday the 10ht of November we attended a meeting organized by Mr. Arif Eker, the Head of the Veterinary Department of the Istanbul Municipality. The reason for this meeting was to inform NGO's of the progresses made in the Program of Neuter and Return. NGO's went there to demand answers facing the mounting complains against the way the project is being handled by Mr. Eker and Anadolu Ilac, the two-man-band that miraculously was awarded the contract for the neutering of 5.500 stray dogs, at a cost of nearly half a millon euros.
10 Kasım, Cuma günü, IBB Veteriner İşleri Müdürü Sayın Arif Irfan Eker tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldık. Toplantının amacı, sivil toplum örgütlerini Kısırlaştır-Aşılat projesinin uygulaması ile ilgili olarak aydınlatmaktı. Sivil toplum örgütleri temsilcileri, toplantıya, Sayın Eker’e, 5500 köpeğin kısırlaştırılması için açılan ve 890.000 YTL teklifle iki kişiden oluşan Anadolu Ilaç Gida şirketine verilen kısırlaştırma projesinin uygulaması ile ilgili şikayetlerini dile getirmek ve sorular sormak için katıldılar.
Unfortunately, the inexperience and the extreme efforts Anadolu Ilac is making in order to maximize profits it is turning the first comprehensive implementation of Neuter and Return in this country into an absolute mess.
It took Mr. Eker the best part of two hours to provide us with all kinds of unnecessary and irrelevant details on the performance of the veterinary department, ellaborating in disturbing details in subjects as butchering of cows in the local abatoirs or food inspections. If Mr. Eker wanted to make a point and bore all NGO's representatives to death he achieved his goal with flying colours.
As he continued explaining the budgets for 2006 in excruciating detail some NGO's representatives started to ask him questions. He was asked why sterilized dogs are being dumped in the forest by Anadolu Ilac instead of being put back together in their territory. We asked him why dogs were not being fed during their stay in shelters, we asked him about the reasons for his blatant disregard about the correct implementation of Neuter and Return and how come dogs are being dumped in quarantene areas.
Ne yazık ki, Anadolu Ilaç Gida şirketinin bu konudaki deneyimsizliği ve sadece karını maksimize etmeye dönük çabası sonucunda, kısırlaştır-aşılat projesinin Türkiye’deki bu ilk geniş çaplı uygulaması bir başarısızlıkla sonuçlanmak üzeredir.
Sayın Arif Eker, toplantının iki saatlik kısmında gereksiz ve konuyla alakası olmayan detaylarla dolu olan bir sunum yapmış, kendi müdürlüğünün, mezbahalar ve gıda denetimini de içeren icraatını tanıtmıştır. Sayın Eker’in asıl amacı dinleyicileri sıkmak idiyse, bunda başarılı olduğu söylenebilir.
Sayın Eker, 2006 yılı bütçesini ayrıntılı bir biçimde anlatmaya devam ederken bazı sivil toplum örgütü temsilcileri soru sormaya başladılar. Anadolu Ilaç şirketinin köpekleri kısırlaştırdıktan sonra yerlerine bırakmak yerine neden ormana attığı soruldu. Kendisine, köpeklerin barınaklarda kaldıkları süre içinde neden beslenmediklerini, kısırlaştır aşılat projesinin doğru uygulanması konusundaki ilgisizliğin nedenini, köpeklerin neden kuduz karantina bölgelerine atıldıklarını sorduk.
Mr. Eker's reply: If you dont like the way Arif Eker operates (interestingly Mr. Eker speaks about himself in third person) you can take the case to court.
To what we replied: We will.
Sayın Eker’in cevabı: Arif Eker’in icraatını beğenmiyorsanız, (Sayın Eker kendisinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsetmektedir) mahkemeye gidiniz.
Bizim cevabımız: Gideceğiz.
At that point, Susen Erkus, sitting on Mr. Eker's right, and acting in an obvious state of excitement and uncontrolled rage, started shouting and accusing NGO's of the most ridiculous, absurd and preposterous allegations... from selling dogs to restaurants in China, to being part of the "jewish mafia" (God knows what she meant by that!), to having established an alliance with foreign powers in order to bring down the integrity of the Turkish State. In other words, a pathetic display of xenophobia, surprisingly similar to the kind of statements proferred by members of the Aryan Brotherhood, and certainly not the kind of words that should be used in the grand meeting room of the Istanbul Municipality.
Bu noktada Sayın Eker’in sağında oturan Susen Erkuş isimli bayan, kontrol dişi bir öfke ve heyecan ile bağırmaya başlamış ve toplantıya katılan sivil toplum örgütlerini, köpekleri Cin’deki restoranlara satmaktan tutun da yahudi mafyasının (bu da ne demekse) üyesi olmaya, Türk Devleti aleyhinde bölücü faaliyetlerde bulunmaya kadar akıl dışı, saçma sapan ithamlarla suçlamaya başlamıştır. Daha çok Aryan Kardeşlik Örgütü üyelerine yakışacak bu sözlerin Istanbul Büyükşehir Belediyesi toplantı salonunda söylenmiş olması acıklıdır.
At this stage we would like you to see (and hear) the events by yourself... We would also ask you to take a stance and decide if this is the kind of behaviour you expect of your representatives...
Please send an email with your thoughts to: Arif Eker, Head of the Veterinary Department of the Istanbul Municipality.
Email: arif.eker@ibb.gov.tr
Bu noktada, olanları sizin görmenizi ve dinlemenizi isteriz. Bir de sizden bir saniye arkanıza yaslanarak şunu düşünmenizi rica ediyoruz: Sizi temsil eden kişilerden beklediğiniz davranış biçimi bu mudur?
Lütfen düşüncelerinizi, IBB Veteriner Işleri ve Mezbahalar Müdürü Sayın Arif Irfan Eker’e bildiriniz. E-mail: arif.eker@ibb.gov.tr
COVER UP